
Ölümünde ise ölü alanda iken ölünün bohçası meydana konulur, ağıtçı ismini sunduğumuz (genelde kadınlar olur) şahıs ağıdını söylemeye başlar. Ölü evinde 40 gün ışık söndürülmeden yanar. Cenaze dönüşü ev süpürülmez, cenazenin üstüne bıçak konulur (metalin konması cesedin şişmesini engellemek içindir), ölünün çenesi temiz bir tülbentle bağlanır. Ölünün 3, 7, 40 ve 52 yemekleri yapılarak mevlüt okunur.
Erkek çocuğunu sünnet eder iken tutan şahsa kirve adı verilir. Kirve olmakla İki aile birbirine akraba sasenesir. Kirve bir nevi çocuğun manevi babası sayılır.
Evlenme: Erkek anneleri oğlu için beğendiği kızı, akraba, komşu gibi yakınları (genelde kadınlardır) ile görmeye gider. Buna görücü adı verilir. Beğenilen kız erkeğin ailesi ve yakınları ile istenmeye gidilir. Kız ailesi doğrulusunda verilirse "Ağız Tadı" yenir (tatlı, baklava, şeker sucuğu, lokum ve şerbet olur).
Kız evi oğlan evine eşya ve para listesi sunar. Liste ağırsa araya hatırı kabul edilen şahıslar yerleştirilerek hafifletilir. Bazı yörelerde başlık parası halen alınmaktadır. Daha evvel anlaştıkları takılar elbiseler alınarak nişan yapılır. Düğün genelde buğday ve pamuk hasadı sonu yapılır. İki dini bayram arası düğün yapılmaz. Düğüne davetiyelacak şahıslara küçük armağanlar; (Havlu,örtü, mendil, Çorap vs.) verilerek çağrı edilir. Bu armağanlare okuntu adı verilir. Düğünden bir gün evvel kına yakılır. Düğün günü bayrak evin dam direğine bağlanır, bayrak sereninin üst ucuna bir soğan dİkilir.
Eskiden köy bölgelerinde genelde gelin ata bindirilerek gdolayılürdü. Evine atla getirilen gelin inmez, damat babası eline armağan sunar (tarla, bahçe, inek) öyle indirilir. Gelin kapı önüne konan su testini tekme vurup devirir, su üzerinden geçer, yağlı ballı denilen yaprak arasındaki tatlıyı kapıya yapıştırır (sevinç ve soy sürme hedefiyle), kaynananın oklavası altından (kaynanaya saygı ve sevgi olması hedefiyle) geçer, odasına geçincede sandığını açar seymenlere, yengelere (gelinin çevresinde dönen kadınlar), ergen gençlere armağanlar sunar. Dualar okunur.
Askerlik: Adana’da gençleri askere uğurlamak mühim bir vakadır. Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden 10,15 gün evvel tüm işlerden el çektirilir. Delikanlı bu vakit dinlenir, gezer, eğlenir. Bütün düzenler son günlerinde birbirlerini evlerine çağrı ederek ziyafet çekerler. Davetlilere çerez ikram edilir, çalıp oynanır. Ailesinin parasal hali iyi olanlar ise davar kesip mevlit okuturlar. Askere gidecek olan delikanlı askere gitmeden evvel tüm akrabalarını ve yakın arkadaşlarını ziyarete gider. Akrabaları ve yakın arkadaşları genci yemeğe çağrı eder. Bu yemeği veda yemeği biçiminde tertiplerler. Ziyaret ettiği akrabalar askere uğurlama esnasında belli bir oran para sunarler. Bu paranın oranı mühim değildir. Önemli olan verilmesidir. Bu bir gelenektir.
Askere gidecek gencin askere gitmesine birkaç gün kala sağ serçe parmağına kına yakılır. Halk kültüründe kına yakılması sık görülür. İnanışa göre koçlara yakılan kına; Tanrı’a kurban etmek için; Kızların saçlarına, gelinin ellerine yakılan kına; kocasına kurban etmek için; askere gidecek gencin eline yakılan kına; yurta kurban etmek içindir. Kınada davul zurna ile akraba, yakın arkadaşlar ve köyün gençleri eğlenirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder